12 Mayıs 2011 Perşembe

MSG ( ÇİN TUZU) DENEN ZEHİR!!!




Knorrun hazır çorbalarının üzerinde "hiçbir koruyucu madde içermez" yazıyor diye alıyordum. Özellikle son çıkardıkları çorbalar çok kolay yapılıyordu ve gerçekten de çok lezzetli oluyordu.

Bu maili okuduktan sonra hemen mutfağa gidip Knorr çorba paketlerinin içeriğine baktım.Maalesef içeriğinde MSG denilen madde var. "MSG Nedir ..??? " Dikatlice Okuyalım ve Paylaşalım...! Lütfen.

Utanmadan Sağlık Bakanlığı'da bunu onaylayıp "Türk Gıda Koteksi'ne uygundur" izni veriyor. Şimdi anlıyorum ki ince bir çizgiye dikkat etmek gerekiyor. Şöyle ki "hiçbir katkı maddesi yoktur" ile "hiçbir koruyucu madde içermez" dikkat etmediğimiz ama çok önemle dikkat etmemiz gereken iki ayrı ama önemli bilgi. Sizlerle paylaşmak istedim...

MSG NEDİR?...

Halim Vural
biyolog
il halk sağlığı lab.
müdür yardımcısı
SİVAS
tel; 0346 2253514 0346 2253514
faks;0346 2245125
cep; 0533 6581415 0533 6581415

ÇOK Onemli: Bu msg denen illeti piyasalarda, daha masum bir ifade tarzı olsun diye ÇIN TUZU adıyla satıyorlar. Piyasada bazı dönerciler de bunu kullanıyorlar. O kadar lezzetli oluyor ki, bir döner yiyecegine 2-3 döner yiyesin geliyor. Ayrıca ithal olarak gelen BUTUN GIDA MADDELERİNDE BU MSG VAR (Peyniri,eti,konservesi vs vs.)

MSG NEDİR?...

MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var.

MONO SODYUM GLUTAMAT

Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel Olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor. Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda üreticilerinin bir çoğu MSG'yi karlı olduğu için kullanıyorlar.

MSG ZARARLI MI ?

Buna okuduktan sonra siz karar verin. Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve buna bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları, SAR (Epilepsi) Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı) Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, obezite. Büyüme hormonu baskılanması. Pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna bağlı diyabet. Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar. Bu madde hamilelerde plasenta bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor. Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği CİPS'lerde çok kullanılmakta.

Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var. Şimdi diyeceksiniz ki, Madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar?. Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaret devleri insaf, merhamet gibi duygularla asla çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek, çok daha büyümektir. Bu mamuller, albenisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur. Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız. Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır adeta. Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok pahalıya tükettiğimizi görürüz.

Mesela Cips. Semt pazarlarında 3 kg . patatesi 1 TL ye alabilirsiniz. Oysa ki 50 gram CİPS 1 liradır. Yani 1 kg . Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında bile değiliz. Olumsuz etkileri de cabası. bu mamulleri üretenler !.... Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik ve doğaldır. Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi, burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı? Ben henüz rastlamadım. Gelelim genel sağlık boyutuna;

Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12'sine çıkması ve benzerleri. Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar.

Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu da madalyonun diğer karlı yüzüdür. Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana kadar bir çok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun ciddiyetini anlayabilenimiz var mı? Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır. Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında yetersiz kaldığından, yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler. Emperyalist devletler, egemen olmak istedikleri toplumun eğitimli olmasını istemezler. Onlar için önemli olan kendi halkları ve elde edeceği yeni sömürü kaynaklarıdır.

Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan, küresel ısınma ile kuraklık tehlikesi yaklaşan bir dünyada, Küresel güç olan emperyalist devletlerin acımasızlığının arttığı bir dünyada, Dengelerin ve haritaların değiştirilmek istendiği bir dünyada yaşadığımızı asla unutmamalıyız. Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşadığımızı da asla unutmamalıyız. Gelin bu güzelim yurdumuza hep beraber sahip çıkalım. YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN !.....

LÜTFEN ... MÜMKÜN OLDUĞUNCA ÇOK KİŞİYE GÖNDERİNİZ.
--
AYŞE ATAR
UNIVERSAL HOSPITAL BODRUM
Hemşirelik Hizmetleri Direktörü
Kalite Yönetim Temsilcisi

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Çekirge 1 sıçrar, 2 sıçrar, 3.deeeeeeee....

Blogspot kapatılmıştı o yüzden epeydir yazamıyordum ama bugün bir deneyeyim dedim ve aa bir de ne göreyim blogum açılmış :) Ya çoktan açıldı da benim haberim yok, ya da işyerindeki IP adresim yüzünden girebildim, ben de anlayamadım ama fırsat bu fırsat hemen yazayım dedim. :) 

Aylardır sağ tarafımdaki ağrılarla uğraşıyorum, ama ha bugün ya yarın geçer diye diye doktora gitmekten kaçıp durdum. Sonunda dayanamayarak cumartesi günü doktora gittim, ultrason çekildi, kan ve idrar tahlilleri yapıldı. Sonuç: Karaciğer yağlanması ve büyümesi. Ultrason sonucuyla ilgili henüz doktorumla konuşamadım fakat muhtemelen zayıfla diyecek :) Kolestrolüm de 130 çıktı, sınır 100'müş. Bu durumda artık yediklerime dikkat edip aylardır birgün başlayıp ertesi gün bıraktığım diyetime dört elle sarılmak farz oldu. Yoksa bu yaşta sağlık elden gidecek, ayrıca bu ağrıyla yaşamak istemiyorum. Karaciğer yağlanmasına iyi gelen birşeyler bilen var mııı? Yardım rica ediyorum :)
Doktorumla konuştuktan sonra kendime bir plan yapıp diyete başlıyorum. Gelişmeleri yazarım...