30 Mart 2010 Salı

Akıllı Beslenmenin Matematiği

Internet'te araştırırken, Prof. Dr. Kenan Demirkol ile yapılan çooook faydalı bir röportaja rastladım. Biraz uzunca ama lütfen başından sonuna kadar dikkatle okuyun. Son derece faydalı ve doğru şeyler söylemiş doktorumuz. Kesinlikle uygulamalıyız... Ben şahsen daha dikkatli olacağım bu konularda...

Yazıyı pdf formatına dönüştürdüm. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz!

Önce SAĞLIK!

Zayıflayınca ne olacak?

28 Mart 2010 Pazar

Haftalık rapor :)

Salı aksamı L-Carnitine’imin gelişini kutlamak için, 1 kaşık içip üstüne yürüyüşe cıktım :P Sonra sitenin icindeki aletlerde iki hareket yapayım dedim, demez olaydım… Airwalker'ın ayakları fazla oynaklaşmış, üstüne cıkmak için ilk adımı atmam ile iki seksen geriye doğru düşmem bir oldu.. düşerken de tam arkamda bulunan demire başımı çarptım ve birkaç yerimi kolumu bacağımı filan çarptım :) Ertesi gün baktım sol ayak bileğimin yanı acıyor, şişmiş...Hala da acıyor :(

Ben her spor yapmaya çalıstığımda başıma bir musibet geliyor, anladım ben anladım :) allah bana mesaj veriyor, spor yapma diye :) Benim neyime yetmiyor düz yolda yürümek ya da Leslie...Ki zaten Leslie’yi de ancak 1 mil yapabiliyorum, ŞİMDİLİK.

Bu hafta bir de hastalandım, ateş, karın ağrısı vs., 3 gün paso yattım. Karpuz gibi… Nerdeyse 1 haftadır antibiyotik kullanıyorum, çok halsizdim, menülerimi yazmak bile içimden gelmedi…

Bugün internette yine formülleri, zayıflama önerilerini filan okurken bir reçete elime geçti. Bu aynı zamanda selahattin dönmez’in tarifi diye biliyorum. Tarif şöyle:

2 elma dörde bölünecek (çekirdekleri ve kabuklarıyla)
2 limon dörde bölünecek (çekirdekleri ve kabuklarıyla)
1 tatlı kaşığı karanfil
1 çubuk tarçın
1 tatlı kaşığı tane karabiber (ben toz kullandım evde o vardı)
3 lt. su

Bunların hepsini, elmalar yumuşayıncaya kadar kaynatıyorsunuz… Sonra süzüp, suyunu günde 2 bardak ister sıcak ister soğuk içiyorsunuz. Bu formülün faydası yenilen yemeklerin vücutta hızlı parçalanmasını sağlaması ve metabolizmayı hızlandırması.

Bugün hazırladım, 1. bardağı içtim bile, gayet güzeldi, biraz ekşi ama kokusu mis :)

20 Mart 2010 Cumartesi

Tontişler alışverişte

Bugün çok güzel ama bir o kadar da yorucu bir gündü. Sabah erkenden ablama gittim, kahvaltı ettik, sonra beraber dışarı çıktık. Epey zamandır ikimiz yanlız (çocuklar olmadan) bir şeyler yapmamıştık, hoş oldu yani : )

Bol bol gezdik, alışveriş yaptık, bilumum “şişkocular’a” (büyük beden mağazalarına benim taktığım isim) gidip birkaç parça kıyafet aldık. Sonra karnımız acıktı, Palladium’da Saray Muhallebicisi'ne gittik ve ben yine bir sınavdan geçtim : ) öyle de bir yere oturmuşuzki, ben tam döner’e ve tatlı dolabına, hıımm bir de tekerlek gibi bir su böreğine karşı oturmuşum, gözüm gitti geldi gitti geldi ama kendime mukayyet oldum. :P Paşa paşa tavuk suyuna çorbamı söyledim, biraz da ablamın salatasından otlandım. Hepsi bu : ) Saray muhallebisi, döner vs. yemeden oradan ayrıldık… Şaka bir yana, aslında canım da pek istemedi. Hep bunlar yüzünden bu hale geldim, şişmanladım diye geçirdim birkaç kez… ve inanılmaz ama işe yaradı! Düşmanımla karşılaşmış gibi hissettim… Çorbamı öyle keyifli içtimki anlatamam : )
Ödül olarak da kendime bir kitap aldım: Tek Şişman Beyniniz - Düşünce gücüyle zayıflama.  Yazar: Yasemin Soysal

Bu akşam okumaya başlayacağım, bitirince yorumlarımı yazarım : )

İstanbul’a bahar resmen geldi… Harika bir hava vardı, bütün gün mont bile giymeden gezdim. Rejime başlamadan öncekinden daha iyi bir yürüme performansım var. Ne öldüm bittim, ne de terledim… Eve gelince ayaklarımın ağrıdığını hissettim ama olsun, hoşuma gitti :) Bahar benim mevsimim :)  Yazı – Kışı hiç sevmiyorum.

Bu arada bugün sigarasız 2.5 ay bitti. O konuda kendimle ayrıca gurur duyuyorum. Sigarayı hiç aramıyorum, bu işi bu kadar kolay kotaracağım hiç aklıma gelmezdi. Darısı tüm tiryakilerin başına…

19 Mart 2010 Cuma

Bu sefer de burnum ve ben

Dünkü müthiş! yürüyüşümden sonra eve geldiğimde ense kökümde bir uyuşma vardı, üstünde durmadım, gece tv izlerken sızmış kalmışım koltukta... Sabah uyandığımda gördümki burnum kanamış. :(

Bu yaşıma kadar hiç kanamayan burun, bugün kanamış... Ama allah için ben de kendimi cidden zorladım dün yürürken, bir daha asla böyle zorlamayacağım. Burun kanamazsa, beyin kanaması olabiliyor tansiyon yükseldiğinde. Ne kadar tehlikeli!!! Çok kızdım şimdi kendime....

Zaten uzmanlar hep diyor, spor sizi nefes nefese bırakıyorsa, yanlış yapıyorsunuzdur. Ben de dün ağzımı kapatamadım valla yürürken, köpek gibi dilim dışardaydı :P

Şu kiloların zararını daha yeni idrak etmem de herşeyin üstüne tüy dikiyor... Benim aklım nerdeymiş bunca senedir? İlla biryerlerimde arıza çıkınca mı farketmeliydim.. Hay kafama...

18 Mart 2010 Perşembe

Kısa kısa...

Bugün akşamüstü 30 dakikalık oldukça engebeli bir yolda ve hızlı tempoda, üstelik sırtımda 2 dolu ve ağır çanta ile yürüdüm :) Yine ayağım ağrıyor :)( Neyse olacak artık o kadar... Ama performansımda ciddi bir artış var, yokuş yukarı yürürken kendi kendimle bir savaş halindeydim içten içe... çizgi filmlerde olur ya bir omzumda şeytan bir omzumda melek, biri boşver bin bir taksiye diyor, diğeri ise pes etme, yürü dayan, başaracaksın vs. :) Kafayı yedim sanırım. 

Pantolonlarım bayağı bollaştı, üstüme tam oturan 1 pantolonum kaldı. Cumartesi tontoşum ablam ile birlikte alışverişe çıkacağız. Gerçi içimden pek birşey almak gelmiyor, sürekli bollaşacak nasılsa ama böyle de olmaz değil mi? çıplak kalamam :) dolapta bekleyen kücük beden pantolonların içine girmeme biraz daha var...

Bu arada bu hafta işyerinde fotoğraflarımı çektik. Fotoğrafçım Tuğcancığıma teşekkürü bir borç bilirim. :) Bu resimleri tabiki şimdi yayınlamaya hiç niyetim yok :) Zayıflayınca, öncesi sonrası yapacağım, havamı atacağım! ohhh :)

17 Mart 2010 Çarşamba

Flaş flaş... İLK AYIN SONUCU !

Bugün 1. ay bitti ve ben sabah yataktan kalkar kalkmaz tartı başındaydım. :) Hiç kilo veremeyeceğimden korkuyordum ama korkulan olmadı ve 1.2 kg vermişim bu hafta! Allahım sana şükürler olsun :) İlk ayın toplam skoru: 8.2 kg. Allah bin bereket versin :)))  Kısa ayın (şubat 28 çekiyor biliyorsunuz) kârı!

Bu hafta kaderdaşlarımla yarış başlattık. Haftalık yarışımız bugün başlıyor. Bu arada dün internetten Ultimate L-carnitine ısmarladım. Haftasonuna kadar gelirse, haftasonu yürüyüşten önce içeceğim, bakalım işe yarayacak mı? Ben yarayacağına inanıyorum, kullananlar da öyle diyor...

Cumartesiden beri hiç spor yapamadım, ayağım hala ağrıyor. 2 gündür tabanlık kullanmaya başladım tekrar. Ama o da alışana kadar acıtıyor. Bu akşam evde yapabildiğim kadar Leslie yapacağım. Şimdilik bu kadar :)

15 Mart 2010 Pazartesi

Püfffff noktaları

Acıyla, baharatlarla, otlarla aranız nasıldır bilemiyorum ama ben bayılırım. Zaten bu kadar sağlıklı alışkanlıkları “DA” olan biri olarak nasıl bu kiloya geldim hala anlamıyorum :P Midesi sağlam ve baharata düşkün olanlar bunları deneyebilir. 
- Yediğiniz yemeklerin, yiyebildiğiniz kadar acı olmasını sağlayın. Acı biber, yemeği yedikten sonraki 1-2 saat içinde metabolizmanın %50 hızlı çalışmasını sağlıyor. Ben her yemeğe kaşık kaşık biber atıyorum, çok seviyorum…

- 1 ölçü toz zencefil, 1 ölçü toz zerdeçal, 1 ölçü karabiber ve 1 ölçü kimyonu karıştırıp bir tuzluğun içine yerleştirin. Yemeklerinize bol bol bu karışımdan serpin. Bu baharatların vücut ısısını arttırarak, metabolizmayı hızlandırıcı ve hazmı kolaylaştırıcı etkisi var. Bunun yanısıra bağışıklığı arttırıyor. 

- Yemeklerinizde et yerine soya eti ve soya kıyması kullanabilirsiniz. Gayet lezzetliler. Fakat soya eti, kırmızı etten ziyade tavuk soteye benziyor :)

- Salatalarınıza ve kahvaltılarınıza bol miktarda maydonoz, dereotu ve roka ekleyin. Özellikle tiroid sorunu olanlar günde 3 öğün aç karnına dereotu tüketebilirler. Çok faydasını görecekler. Rokayı küçük küçük doğrayıp çoban salataya da katıyorum, nefis oluyor. İnek olsam bu kadar sevebilirdim otları herhalde! Bayılıyorummm.

- Ayurveda’da ipek kese ile susam yağı masajı öneriliyor. 1998 senesinde bunu yapıyordum, selülitlere epey faydalı. Fakat geçen gün aktarda susam yağı sordum küçücük şişe gösterdi, beğenmedim almadım. Büyüğünü bulursam alacağım. Şimdilik tahtadan böcüğe benzer bir masaj aletim var, onunla bacaklarıma masaj yapıyorum. Nasıl iyi geliyor anlatamam. Selülit denen şey neden bu kadar acır?  Bir de Suna Dumankaya’nın şu formülü var: 1 sise susam yağı ya da bebe yağı, içine 1 kutu aspirin kırılacak, 5 limon suyu eklenecek. Selülitli bölgelere bununla masaj yapılacak. Bunu da bir ara deneyeceğim. Henüz işe yararlığı konusunda bir fikrim yok. Deneyen varsa söylesin :)

Ayurveda konusuna birkaç gün içinde geleceğim. O ayrı bir dosya :) Pek yakında…
 

Cheesecake ile ilk sınavım


Dün Ayşocuğumun doğumgünü olduğu için bugün akşamüstü ofiste doğumgünü kutlaması yaptık kızlarla. Karşımda duran cheesecake'lere, pastalara hiç yüz vermedim, hıh! Şekersiz çayımı içtim oturdum.



 
Karşımızda pastalar, benim zayıflama işimden konuştuk. Oldukça tuhaf oldu :) Görünümleri gayet güzeldi ama benim canım gerçekten çekmedi. Hedefe çok kitlendim… Ölmek var dönmek yok. Bugün spor yapacaktım tabanlıklarımı bulsaydım ama yer yarıldı içine girdiler, hiçbir yerde bulamıyorum. Ayağımın ağrısı aynen devam…

Bu akşam evi tekrar baştan aşağı arayacağım, yarın akşam bekle beni Leslieeeeeee :)

14 Mart 2010 Pazar

Ortaya karışık...


Dün aktardan biberiye aldım. Bir arkadaş şiddetle biberiye çayı içmemi önerdi. Deneyeceğim bakalım. Bu arada Elma-Krom içmeyi bıraktım. Okuduğum bir yazı gayet midemi bulandırdı.

Artık sadece CLA kullanıyorum.  Artık ufak ufak spor yapmayı planladığım için ( en azından Leslie ile yapsam o bile kardır) L-Carnitine araştırmasına başladım. Bir sürü çeşidi var, en çok kafama yatanı bu hafta alacağım sanırım.

Kilo verişimde genel bir yavaşlama söz konusu… Sanırım ben de tüm ailem gibi hipotiroid hastası oldum, şüpheleniyorum fakat gidip test yaptırmayı da gözüm yemiyor şimdilik. Bir ara gidip baktıracağım.

Plantar Fasciitis

Alıntıdır:


Yürüyünce,topuklarımız sürekli ve güçlü bir şekilde yere vurur. Topuk vücudun ağırlığını destekleyecek kadar ve basıncı absorbe edecek kadar güçlü olmalıdır. Topuk’da ağrı oluştuğunda, rahatsız edici bir durum ortaya çıkar ve atılan her adım bir problem olur, böylelikle yürüyüşünüzü etkiler.

Sabahları kalkınca atılan ilk adımla veya uzun süre oturma sonrası ilk basışta ortaya çıkan topuk ağrısı, biraz yürüdükten sonra azalır ve günün ilerleyen saatlerinde yorgunlukla yeniden artar. Bu ağrılar değişik nedenlerden kaynaklanabilir ve en çok rastlananı ise Plantar Fasciitis yani halk dilinde bilinen adıyla topuk dikenidir.
Topuk kemiğinden (kalkaneus) başlayıp ayağın önüne kadar uzanan bir bağ dokusu olan plantar faysa da oluşan ufak yırtıklar Plantar Fasciitis deki topuk ağrısı nedenidir. Aslında röntgen filmlerinde topuk kemiğinin altında görülen ve topuk dikeni de denilen kemik çıkıntı bu bağ dokusunun yapışma yeridir. Ancak genellikle bu kemik çıkıntının ağrı ile bir ilgisi yoktur. Fazla kilolu ve kösele tabanlı ayakkabı giyen insanlarda daha sık görülür. Tedavi bir kaç aşamalı olup genellikle uzun surer. İlk aşamada Podiatrist’inizin tavsiye edeceği tedavi amaçlı egzersizler yapıla bilir. Ayak tabanını esnetecek bu egzersizler sabah ilk kalkışta yapılmalı ve gün içinde birkaç kez tekrarlanmalıdır. Podiatrist’iniz hassasiyeti azaltmak için topuk yastığını da önerebilir. İkinci aşamada Podiatrist’inizden alabileceğiniz özel tabanlık (orthotic) ayağın daha efektif bir şekilde çalışmasını sağlar böylelikle ligamentlere olan stresi azaltır ve ağrının tekrarını azaltır. Ağrı devam ederse Doktorunuz tarafından kortizon iğnesi gerekebilir.. Kortizon ağrıyı gidermekte oldukça etkili olmakla birlikte topuk yağ yastığında bozulmaya yol açması riski vardır. Yine dirençli topuk ağrılarında böbrek taşı kırmakta kullanılan ESWL cihazı ve manyetik inervasyon cihazları da etkili olmaktadır. Tüm bu yöntemlerle düzelmeyen ağrılarda cerrahi uygulanabilir. Cerrahide plantar fasyanın kesilmesi, alttaki kemik çıkıntının çıkarılması veya sinirlerin gevşetilmesi için değişik yöntemler vardır.

Topuk ağrısının diger en çok görünen sebepleri Topuk Bursitis ve Heel Bumps (Topuk çıkıntısı) denilen sorunlardır. Eğer ağrı ayak bileği hareket ettikçe topuğun arkasında hissediliyorsa, Achiless Tendon’un her iki tarafında şişişlik var ise, ya da topuk yer ile temas ettikçe derin bir ağrı hissediliyorsa, sorun Topuk Bursitis olabilir. Eğer topuğun arkasında sert çıkıntılar var ise ve ayakkabı üzerine sürttükçe acı veriyorsa sorun Topuk Çıkıntısı olabilir. Topuk Bursitis tedavisi için Podiatristiniz sürtünmeyi engelleyen gerekli sargıları ve bandajları uygulayacaktık. Topuk çıkıntısı deri ayakkabı ve çizme giyilirse daha rahat olunur.

Ayağım ve ben

Dün 1 saatlik bir yürüyüş yaptım. Kendimi eskisine göre oldukça enerjik buldum, takdir ettim :) Bir de alışverişe gittim, o da oldukça yordu :) Eve geldiğimde her yerim ağrıyordu… Fakat bu sabah uyandığımda acısı çıktı. Sağ topuğumun üzerine basamıyorum. Ayağımda, tıp dilinde plantar faciitis, halk dilinde topuk dikeni olarak geçen hastalık mevcut. Yaklaşık 5-6 yıldır çekiyorum. 2 sene önce doktora gittim ama doktor da kesin bir çözüm üretemedi. Buz masajı, birkaç hareket, bir de tabanlık verdi.

Tabanlığı bir süre kullandım, sonra bıraktım. Bugün tabanlıklarımı bulup tekrar kullanmaya başlayacağım çünkü bu ayakla hiç hareket edemiyorum.
Doktorum ameliyatın da bu hastalığa kesin çözüm olmadığını söyledi. O bölgeye enjekte ettikleri kortizon bir süre sonra zarar veriyormuş ayağa, ve en başa dönüyormuş her şey.
Ben zaten biliyorum, bu işin tek çözümü şu kilolardan bir an evvel kurtulmak. Kilo veren kişiler topuk dikeninden tamamen kurtulduklarını söylüyorlar… Şimdiye kadar verdiğim 7 kilo sayesinde sol ayağımda yeni yeni baş göstermeye çalışırken, şimdi ağrısı geçti.. Darısı sağ ayağımın başına :)

Bugün temizlik günü. Evde temizlik yaparken de kalori harcarım değil mi? :) Halim kalırsa belki akşam Leslie’ye takılırım…

12 Mart 2010 Cuma

Leslie ile yürüyelim, zayıflayalım !!!

Leslie ile şu kadar km. yürüdüm, Leslie ile böyle yaptım gibi yazıları ilk okuduğumda bu Leslie'nin bir köpek olduğunu sanmıştım. Ne kadar ayıp etmişim. Senden özür dilerim Leslie! Ben seni nasıl ıskalamışım, bugüne kadar nasıl duymamışım şaşırdım. :)

Belki bilenleriniz vardır ama bilmeyenler için dosyaların rapid linklerini buraya yüklüyorum. 6 parça .rar dosyası. Hepsini aynı dizine indirin, sonra ilk dosyayı extract etmeniz yeterli, videoyu tek bir parça haline getirecektir.

Henüz yapmadım ama bu akşam derhal başlıyorum, çünkü videoyu izleyip resmen bayıldım! Hareketler gayet kolay görünüyor...Eminim yapması o kadar kolay değildir ama en azından basit hareketlerle de kasların çalışacağını görmüş olduk. Ve de karda, kışta, soğukta ya da yürüyecek yeri olmadığı için spor yapamayan herkesin imdadına yetişecek cinsten bir aktivite bu :) 45 dakika süren bu video ile tamı tamına 4.8 km. yol yürümüş kadar kalori yakmış oluyorsunuz. Şahane değil mi?

Artık benim de spor yapmamak için bahanem kalmayacak. :) Çok motive gördüm kendimi...

Bunu keşfetmemi sağlayan kader arkadaşım Firuze için de ayrı bir alkış rica ediyorum :) Çok teşekkürler!

Enjoy!

9 Mart 2010 Salı

Diyete ek olarak neler yaptım / nelerden medet umdum :)

Tekrar merhaba..

Geçen hafta bir hevesle yazdım yazdım ve noldu? hooop hepsi silindi.. ben de kızdım yazmadım o günden beri :) Artık işimi garantiye aldım, once word’e yazıyorum :)
Yarın itibariyle rejime başlayalı 3 hafta olacak. Şu an görünen skor 7 kg. Hiç fena değil, aferin bana :)
Neler yedim kısmına daha sonra bir ara değineceğim fakat şimdi diyet harici neler yaptım / yapıyorum kısmına gelmek istiyorum:
• Bol miktarda su içiyorum,

• Günde 2-3 fincan yeşil çay, 1-2 fincan da farklı bitki çayları içiyorum,

• Evde pilates lastiğimle özellikle kollarımı inceltmeye yönelik hareketler yapıyorum. Dumble’larla da aynı şekilde. Fakat sol kolumda aylardır sürmekte olan ağrı nedeniyle sol kola fazla yüklenemiyorum.

• Sabahları aç karnına Elma-Krom haplarından içiyorum. Benim kilomdakilerin günde 2 tane sabah akşam içmeleri söyleniyor fakat ben 1 taneyi yeterli görüyorum. Fazla da yüklenmek istemiyorum açıkçası, uzun dönem etkileri meçhul. Ama faydasını yeni yeni görmeye başladım. Hapı içer içmek bir fayda sağlayacağını sananlar boşuna beklemesinler :) En az 1 hafta 10 gün kullanımdan sonra farkediyorsunuzki iştahınız eskisi gibi açık değil ve tatlı krizlerine girmiyorsunuz. Zaten benim de bu haptan beklentim buydu. Öyle yağ yakmasını, zayıflatmasını filan beklemiyordum. Yani amacına hizmet etti.. Güzel!

• Öğlen yemeğinden yarım saat once 1 adet CLA içiyorum. Bu hap sayesinde geçtiğimiz yıllarda oldukça iyi, ve “yağdan” kilo kaybetmiştim. Ayrıca bir faydası da kaçamak yaptığınızda kilo almanızı engelliyor olması :) Ha bu demek değilki kaçamak yapıyorum, kesinlikle yapmadım :) günahımı almayınız…

• Haftasonları açık havada yürüyüş yapıyorum. Oturduğum sitenin içinde de şu sahillere, bağ bahçe yerlere belediyenin koyduğu spor aletlerinden var. Biraz da onlara bindim. :) Airwalker filan falan…

• E-bay’den ısmarladığım Neckline slimmer geldi. Her akşam kullanıyorum, fakat tabiki henüz bir faydası yok. Kullanırken gülümseyin yazıyor :) Ben de öyle yapıyorum, hatta kahkaha atıyorum, duyanlar kafayı yediğimi zannediyor :P

• Hergün kahvaltıda maydonoz yiyorum, akşam yemeklerinde de salataya katıyorum. Ben zaten maydonoz'a bayılırım. Ödem atılmasını sağladığı gibi, kendisi aynı zamanda bir kalsiyum, potasyum, C vitamini ve A vitamini deposu. Ayrıca bol miktarda Demir içeriyor, bu da bildiğim kadarıyla yağ yakımına yardımcı olması demek. Herkese tavsiye ederim.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar :)