23 Haziran 2010 Çarşamba

Zayıflamak mı istiyorsun?

Bugün tesadüf eseri bir sitede şu yazıyı buldum. Ve paylaşmadan edemedim, gerçekten yazanın ellerine sağlık, bu kadar güzel ifade edilir ancak :)

Anneyiz.biz sitesinden Alıntıdır:

Zayıflamak mı istiyorsun?


Zayıflamak mı istiyorsun sevgili dostum

Hemen mi? Çok mu acelen var?

Tamam tamam heyecanlanma.

Al sana sihirli formül:

1) Az ye

2) Daha çok çalış

3) Ne yap et Nihat Odabaşı’nı bul

Az yemek en çok işe yarayan ama gel gör ki en az tercih edilen yöntemdir. Geçiyorum bunu.

Sen de sevmedin farkındayım.

Çalış derken fiziksel aktiviteden, egzersizden falan bahsetmiyorum tabii ki. Yorar mıyım ben hiç senii. Kıyamaam.

Ama gel gör ki sihirli formül diyorum. E bedava değil tabi bu formül. Elde etmen için çook çalışman lazım çoook.

Çok çalışmakla kast ettiğim, bildiğin çok çalışmak işte. Gerekirse birden fazla işte çalış.

Çalış ki daha çok para kazanasın. Kazan ki memleketin ünlü cerrahları hüüüüp diye yağlarını çeki çekiversin, karnını göbeğini geri geriversin.

Popolar havaya kalksın, memeler tavana baksın. Sarkanlar toplansın. Ciltler gerilsin. Gelsin detoks şurupları, havada uçuşsun cinsini sevdiğim lahana tabletleri.

Ohooo daha bunun 3 günde incelten kremi, 5 günde toparlayan losyonu, 1 haftada seni sen olmaktan çıkaran sözüm ona bitkisel hapları, geceden sabaha yağları yakan bıdı bıdıları var.

Bitmez bu liste.

Ama sen bitersin.

Manen zayıflayacağım diye kudurdukça, madden yokolursun.

Çok çalışman lazım canım dostum çoooook!

Nihat Odabaşı’na gelincee…

Valla adamın objektifinin karşısına bildiğin insan olarak oturuyorsun, ama fotoğraflara baktığında bilemediğin, tanıyamadığın doğa üstü bir gerçeklikle karşı karşıya kalıyorsun.

Tek bir tıkla benim diyen cerrahların başaramadıklarını başarıyor kendisi.

Işık hızıyla inceliyor, geriliyor, toparlanıyorsun.

Yahu sen iste, karnında baklava dilimleri çıkarmazsa ben de Sui değilim.

Onun deklanşöre bastığı an, senin sen olmaktan çıktığın andır.

Hayalini kurduğun karın kasların (baklavaların), dilber dudağın, hanım göbeğin sadece bir deklanşör uzağında.

Kedi gibi baktırsın, vahşi bir aslan gibi kükretsin seni istersen.

Sonra al fotoğrafını eline, göster önüne gelene.

"Valla şekerim gerçek halim ahanda şu resimdekidir. Fekat 3 boyutlu ortam beni olduğumdan kilolu gösteriyor nedense" de. De valla.

Memleketimiz artistine helal olan sana haram mı yani. Utanma, sıkılma. Aynen öyle de.

Ama gel gör ki...

Sui der ki...

Bence sen kudurma yaza ince giricem diye. Porsiyonları küçült yeter. İstenmeyen misafirler, geldikleri gibi gitmeyi de bilirler elbet.

Çıldırma günde 3 saat spor yapıcam diye: Yarım saat orta hızda yürü yeter.

Olmadı merdiven çık. Olmadı koridorda turla. Olmadı dans et. Yap işte bişi canım.

Medet umma sözüm ona bitkisel ilaçlardan, mucize karışımlardan.

Günde minimum 2 litre suyunu iç yeter.

O mucize haplar sayesinde görüp göreceğin hayatının son mucizesi olabilir, aman dikkat!

Elmalı sirkeli tabletler zayıflatıyormuş. Yapma ya! Elma ye gülüm. Olmuyo mu?

Greyfurt bıdı bıdısı tok tutuyormuş. Bir bardak greyfurt sık bi zahmet.

Ananas selülitleri yok ediyormuş öyle mi? E hala bunlara inanıyorsan git ananasın küpüne gir o zaman.

Yahu biz deli miyiz?

Tek derdimiz armudun kirazın kerevizin sapı, üzümün çöpü, lahananın suyu, domatesin çekirdeği, elmanın sirkelisi midir Allah aşkına?

Analarımız da acai üzümüyle mi zayıfladılar?

Bakın şimdi açıklıyorum. Evet evet en klasik cümleyi patlatıcam şimdi.

Tek yol sevgiden geçiyor kardeşim.

Sevin kendinizi, bedeninizi sevin.

Severseniz, iyi bakarsınız ona zaten.

Onun sapı, bunun çöpünden, kredi kartına bilmem kaç ay taksit yapan bıdı bıdı seanslarından medet umacak değiliz.

Kendini seven az yesin. Kendini seven biraz daha çok hareket etsin.

Kendini seven sağlıklı beslensin.

Kendini seversen güzelleşirsin. Gözünden fışkıran ışık bile yeter cildini parlatmaya.

Bugünden yarına zayıflayacağım diye kendini paralamaya, yaz geliyor diye kudurmaya gerek yok.

Aceleye gerek yok.

Formül belli.

Tempo belli.

Enerjimizi kanalize edebileceğimiz çooook yer var bizim.

Bütün enerjimi katlanan göbeğime, mememin ucuna, popomun rotasına veremem.

Sadece ve sadece sağlıklı olmak ve sağlıklı yaşamak adına, zaten yapıyor olmam gerekeni yaparım o kadar.

Medyanın bombardımanına, ideal kadın balonlamalarına, anoreksik manken pompalamalarına zaman harcayamam.

Birilerinin bana kendimi "çirkin" hissettirerek, benim göbeğim, baldırım selülitim üzerinden para kazanmasına izin veremem.

İşim gücüm var benim.

Bu yaz da erkekler koşsunlar güzellik salonlarına. Ne o göbekler öyle?

Oturduğunuz yerden kadınların selülitlerini saymak kolay tabi. Oh ne ala!

Biraz da ‘’ beyler ekran başına, yaza ince girmenin sırları azzz sonraaa’’ anonsları dönsün televizyonlarda.

Paralayıp dursunlar kendilerini Kıvanç gibi olucam, Kenan gibi bakıcam diye.

Brad Pitt tonunu tuttursunlar saçlarında. Kuaför kuaför dolaşsınlar.

Bu sene plajlarda gözümüz üzerinizde olacak beyler ona göre!

Bakın buradan söylüyorum: Bakımsız erkeğe acımam bu yaz! Madara ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder